M.Ö. 4000-3000 yılları arasında ilk defa İran’da kültüre alınan nar bolluk, bereket, doğurganlık sembolü olarak bilinir. İpek Yolu ile İran’dan Hindistan’ın kuzeyine, oradan Çin’e, M.Ö. 2500’lerde Suriye ve Kıbrıs’a, oradan İtalya ve Kartaca’ya yani Fenikelilere ulaşmış, Fenikeliler de narı Kuzey Afrika ve Batı Akdeniz’e, Yunanistan’a ulaştırmışlar.
Anavatanı İran’da, Zerdüştlük’te nar ölümsüzlük, zenginlik ve doğurganlığın sembolü olmuş. Yıl boyu yeşil kalan bitkisi ölümsüzlüğü, bir tek narın içinden çıkan binlerce tane de refahı ve zenginliği temsil ediyordu.
Anadolu’nun en eski kültürlerinden Hititler, M.Ö. 1600’lerde, nardan ilaç elde ediyorlarmış.
M.Ö. 1500’lere gelindiğinde, Suriye’ye yapılan seferlerden sonra Mısır’a gelen nar, kültürün bir parçası haline gelmiş, edebi eserlere ve aşk şiirlerine konu olmuş. Deri tabaklamada sarı rengi elde etmek için narın kabuklarından faydalanmışlar. Ölen kişinin mezarına konan narların ikinci yaşamı getireceğine inanırlarmış. Firavun mezarlarında da nar taneleri bulunmuş. Sadece mezarların içlerinde değil, mezar odalarının duvarlarında da nar ağacı betimlemelerine rastlanmıştır.
Hitit tanrıçası Kubaba gibi, Antik Yunan’da da Hera, Afrodit ve Demeter’in sembolü nardır. Saçlarında nar dallarından bir taç taşırlarmış. Aynı zamanda Roma’da da gelinler saçlarına nar dallarından taç takarlarmış.
Antik Yunan’daki mitolojik bir öyküye göre; Demeter’in kızı Persephone’yi kaçıran yeraltı tanrısı Hades, ona nar taneleri yedirir. Yer altına giren ve orada bir şeyler yiyen biri bir daha yeryüzüne çıkamayacağı için, Persephone bir daha yeryüzünü göremeyecektir. Kızının kaybolmasıyla yas tutmaya başlayan Demeter üzüntüden gözyaşları dökmeye başlayınca toprak küser, ekinler boy atmaz. Kıtlık başlayınca Hades, Persephone’nin yılın üçte birini kendisiyle yerin altında, yılın üçte ikisini de annesiyle yeryüzünde geçirmesine izin verir. Persephone’nin yeryüzünde geçirdiği ve doğanın şenlendiği yılın üçte ikisi baharın temsilidir.
Bir diğer Yunan mitolojik öyküsünde ise güzelliği ile Afrodit’le boy ölçüşen Side babasının eziyetlerine dayanamaz ve annesinin mezarı başında canına kıyar. Side’ye acıyan tanrılar, bedeninden akan kanlardan nar ağacını yaratırlar. Babasını da Milan adı verilen bir kuşa dönüştürürler. Milan kuşu bir daha hiç nar ağacına konamaz. Halk arasında Milan çaylak kuşu olarak biliniyor. Çaylak kuşunun nar ağacına konmadığı söylenir.
Musevilerin de kutsal kitaplarında narın çiçeklerinin güzelliğinden, lezzetinden bahsedilir ve bolluğun, kutsallığın, doğurganlığın simgesi olarak görülür.
Hristiyanlıkta nar Bakire Meryem ile özdeşleştirilir. Mucizevi bir şekilde İsa’yı dünyaya getiren Meryem, kapalı sandık gibi içinde yüzlerce tane barındıran nar ile sembolleştirilir. Dini resimlerde çocuk İsa, elinde taneleri görünen nar ile resmedilir.
Türk kültüründe de nar cennet meyvesi olarak bilinir. Soyun simgesidir. Çocuğu olmayan kadınlara nar yedirilir. Rüyada nar görmek bereketli neslin sembolüdür.
Evliya Çelebi kitabında nardan bahsetmiştir.
Anadolu’da düğünlerde nar patlatılır ve parçalanan narın tanelerinden en çok yiyen genç kızın en önce evleneceğine inanılır.
Doğal boyamada da kullanılan narın çiçeklerinden, ham meyvelerinin kabuğundan parlak kırmızı, kuru kabuğundan sarı ve siyah renk elde ediliyor.
Ülkemizde Antalya başta olmak üzere Denizli, Muğla, Mersin, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Aydın, İzmir illerinde nar yetiştirilir.
Frig Bahçe’de sattığımız nar ekşileri tatlı ve mayhoş tadı ile bilinen Hicaz Nar’ından katkısız, şeker ilavesiz, %100 doğal yöntemlerle hazırlanmaktadır.
Comments